26 Haziran 2020 Cuma

On 07:24:00 by Gülten İşcimen in    No comments


SİL BAŞTAN BAŞLAMAK GEREK BAZEN

Bir şehir düşünün ki tarihte savaşlar yüzünden en kötü şekilde tahrip olmuş, halkının çoğu ölmüş, binaları yanmış, yıkılmış. Ve sonra yaralarını sarmış, yavaş yavaş kendini onarmış, özgürlüğünden vazgeçmemiş, sanata ve kültüre bütün yokluğa rağmen dört elle sarılmış, işte orası küllerinden doğan Varşova şehridir.


Tarihi 

Kral Sigismund Vasa, kraliyet sarayını Krakow antik kentinden 1596 yılında ülkenin merkezine, Vistula Nehri'nin (Wisla) kıyısındaki Varşova'ya taşıdı ve böylece Varşova ülkenin başkenti oldu. Krakow, Polonya'nın kültürel ve ruhsal kalbi olarak kalmasına rağmen, Varşova'daki yeni siyasi ve idari merkez hızla büyüdü. Şehre geniş bulvarlar ve saraylar eklendi.

      

Bu şekilde başlangıçta Avrupa'nın en zengin şehirlerinden biri olarak gelişti. Ancak yüzyıllar boyunca, şehir tekrarlanan istilalar, işgaller ve yıkımlardan muzdarip oldu ve birkaç kez yeniden inşa edilmek zorunda kaldı. 1815'de Ruslar şehri ele geçirdi ve bir dizi isyana rağmen, I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesine kadar Rusların bu kontrolü devam etti. Varşova 1918'de tekrar bağımsız Polonya'nın başkenti oldu. Ancak 1939'daki Alman istilası bunun da kısa ömürlü olmasına yol açtı. II. Dünya Savaşı, önceki çatışmaların ve savaşların hepsinden çok daha yıkıcı ve trajik oldu.


1944 yılındaki Varşova Ayaklanması’na öfkelenen Hitler, şehrin tamamen imha edilmesini emretti. Bu emrin sonucu, 850.000 Varşovalının ölmesi ve Varşova'nın yüzde 85'inin harabeye dönmesi oldu. Bu yıkım sırasında Varşova’da 1000’e yakın tarihi önemi olan binadan sadece 64’ü ayakta kalabildi. 

Savaş sonrası dönemde Rusların hakimiyetinde olan Polonya şehirlerinde yeniden inşa süreci başladı ve 90’lara kadar adeta birbirinin kopyası olan çirkin, gri renkli Stalinist tarzda beton bloklarla şehirler dolduruldu. Komünist dönem sonrası Varşova, yeniden yapılanma sürecine girişti. Mucizevi bir şekilde, Eski Şehir, eski fotoğraflara, tablolara ve mimari planlara göre, tam olarak eskisi gibi olmasa da özenle yeniden inşa edildi. Şehrin yeniden inşası halen devam eden bir süreçtir ve şehrin silüeti günümüzde artık gökdelenlerle de anılır hale geldi.


Şehri Tanıyalım 

Polonya’nın açık ara en büyük şehri olan Varşova, ülkenin ticari ve siyasi başkenti olmasına rağmen, ziyaretçiler genellikle Krakow veya Gdansk'ı daha büyüleyici bulmaktadır. Kısmen bunun nedeni, Varşova’nın Komünizm sonrası Polonya’dan NATO ve Avrupa Birliği üyesi Polonya'ya geçişte öncülük eden bir şehir olmasıdır. Eski Kent'in dışında, şehir çok da çekici değildir. Şehrin mimarisi, şehir planlaması düşünülmeden inşa edilmiş, gelişigüzel ve bazen çirkin Stalinist beton kule bloklardan, restorasyona ihtiyaç duyan eski binalardan veya ışıl ışıl modern kulelerin tezat karışımından oluşmaktadır.


Yine de, Varşova, çarpıcı şekilde yenilenmiş tarihi Eski Şehir, önemli ve güzel binaların sıralandığı Kraliyet Yolu, Varşova Gettosu'nun hazin kalıntıları ve Yahudi mirası anıtlarıyla önemli bir kültürel merkez olarak iki buçuk milyon insanın yaşadığı dinamik bir şehirdir. 

Vistula Nehri Varşova'yı ortadan ayırır, ancak şehri ziyaret edenlerin ilgilendiği hemen hemen her şey Nehrin batı kıyısında bulunur. Turistik gezilerin odağı olan Kraliyet Yolu, Eski Kent'den Lazienki Parkı'na ve eskiden kraliyet yaz sarayı olan Wilanow'a kadar uzanır. Canlı şehir merkezinin kuzeyinde çarpıcı Barok saraylar ve özenle yeniden inşa edilmiş Eski Kent, güneyinde Orta Avrupa'nın en güzel kentsel parklarından ikisi, doğuda Naziler tarafından yok edilen zengin Yahudi mirası kalıntıları uzanıyor.


Unesco listesindeki, yeniden inşa edilmiş Eski Kent, sokak müzisyenleri, kafeler ve turist kalabalığıyla canlı bir yerdir. Şehrin birçok muhteşem müzesine gitmek ve Eski Kent'in tadını çıkarmak için Varşova'da biraz zamana ihtiyacınız olacak. Kale aynı zamanda güzel, ancak savaş sırasında orijinali imha olduğu için yeni bir yapıdır. Varşova Ayaklanması'nın kahramanca mücadeleleri ve II. Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin gettolaşması hakkında bilgi edinebileceğiniz şehrin müzelerine de gidebilirsiniz. 

Nehrin karşısındaki Praga semti, eskiden suç oranının çok yüksek olduğu bir yerken şu anda şehrin sanat ve eğlence merkezi haline gelmeye başlamış. Kentin ikinci Metro hattı açılarak Vistula Nehri'nin doğu tarafındaki, yenilenmiş Praga gibi mahallelere bağlanmış. Burada kullanılmayan fabrikalar ve depolar galerilere, barlara ve kafelere dönüştürülmüş. Soho Fabrikası bu geçişe örnek olarak verilebilir. Eskinin endüstriyel alanları, şimdi galerilere, restoranlara ve mağazalara ev sahipliği yapıyor.


Günübirlik geziler için, merkezin 6 km güneyindeki Wilanow Sarayı'na ve Treblinka'daki eski Nazi kampına gidebilirsiniz. 

İklimi 

Varşova'yı ziyaret etmek için en iyi zaman, sizin en çok neye değer verdiğinize bağlı olacaktır. En güzel ve en sıcak hava Mayıs ve Ağustos ayları arasında görülür ve sıcaklık 20-25 C civarındadır. Ancak çoğunlukla kuru olmakla birlikte bu en sıcak aylarda fırtınalar da olabilir. Bu yüzden yanınızda şemsiye veya yağmurluk bulundurmaya çalışın. 

Bahar aylarında şansınıza güzel havalar da denk gelebilir ama yağmur yağması da kuvvetle muhtemeldir. Ekim ayı başında gittiğimde durup durup yağan ve insanı gezmekten soğutan pis bir yağış şekline maruz kaldım!


Kasım ayından Şubat ayına kadar geçen aylar gerçekten de oldukça soğuktur. Ancak bu dönem şehrin dört bir yanı Noel süslemeleri sayesinde büyüleyici bir hale geldiğinden tercih sizin olacaktır. Eski Şehir, Işık Festivali ve renkli Noel pazarları sayesinde bu aylarda Şehrin en güzel yeri olmaktadır.  

Varşova kışın gerçekten soğuk olmakla birlikte havası nemli değil kurudur. Bu nedenle soğuk havaya uygun kıyafetlerle kolayca gezebilirsiniz. 

Ulaşım 

Havaalanı Ulaşımı: Ulusal ve ulualararası uçuşlar çoğunlukla, şehir merkezinden yaklaşık 10 km uzaklıkta olan Chopin Havalimanı'ndan yapılmaktadır. Chopin Havalimanı‘ndan şehir merkezine ulaşım için pek çok seçenek vardır. 

Şehir merkezine sabah 04.00 – 23.00 arası hizmet veren toplu taşıma araçları ile ulaşabilirsiniz: 

- 175 numaralı otobüs merkeze ve Eski Kent'e (Stare Miasto) gider. 

- 148 ve 188 numaralı otobüsler Nehrin diğer tarafına, Praga, Grochow ve Goclaw'a gider. 

- Gece 23.00’den sonra N32 numaralı gece otobüsü şehir merkezine gider. 

Şehir merkezine gitmek için banliyö tren hattı S2, S3 veya RL trenleri kullanılabilir. Trenler yaklaşık 15 dakikada bir çalışır ve şehir merkezine ulaşım süresi yaklaşık 25 dakikadır. Varşova Chopin Havalimanı'ndan (S2, S3, RL) gelen trenler, büyük otobüs terminalinin bulunduğu Warszawa Zachodnia (Varşova Batı) istasyonu ile iç hat otobüslerinin çalıştığı Warszawa Wschodnia (Varşova Doğu) istasyonu üzerinden çalışır. 

Şehir merkezine taksi ile de ulaşabilirsiniz Terminalin önünde bir taksi durağı vardır ve Ele Taxi, Sawa Taxi, Super Taxi gibi güvenilir taksi şirketleri hizmet vermektedir. Geliş Salonu'nda yanınıza gelerek taksi hizmeti sunmak isteyenlere kanmayın. Bunlar genellikle lisanssızdır, ücretleri kayıtlı ve yasal taksilerden birkaç kat daha yüksektir. 

Tren: Varşova, uluslararası ve yerel bağlantılara sahip üç büyük tren istasyonuna sahiptir: 

- Warszaw Centralna: Şehrin kalbinde yer alan bu istasyona Varşova'nın tüm bölgelerinden ulaşılabilir. 

- Warszawa Zachodnia: Uluslararası otobüs terminalinin hemen yanındaki konumu sayesinde şehirlerarası (hem ulusal hem de uluslararası) otobüslere binen insanlar için kullanımı uygundur. 

- Warszawa Wschodnia: İstasyon Nehrin Praga tarafında yer almaktadır. 

Tren biletleri istasyonlardaki bilet ofislerinden, internetten veya belli seyahat acentelerinden satın alınabilir. Biletinizi trende kondüktörden de satın alabilirsiniz ama trende satılan biletler daha pahalıdır.  

Varşova merkez tren istasyonunda emanet dolapları ve bagaj bırakma odası (birden fazla parça varsa daha iyi bir seçimdir) vardır. Old Town’a gitmek için Marriott otelin önünden 175 nolu otobüse Pl. Pilsudskiego yönünde binerek, Uniwersytet veya Pl. Pilsudskiego durağında inebilirsiniz. 

Otobüs: Aleje Jerozolimskie 144'deki Dworzec PKS Warszawa Zachodnia otobüs terminali, uluslararası ve ulusal bağlantılar sunmaktadır. Ulusal ve uluslararası rotalar için biletler terminaldeki bilet ofislerinden ve web sitesinden satın alınabilir. 

Varşova’ya diğer Avrupa şehirlerinden ve Polonya şehirlerinden ulaşmak için önemli bir seçeneğiniz Flixbus/ PolskiBus ile seyahat etmek olacaktır. Bilet ücretleri mesafeye göre hesaplanmakta ve internet üzerinden online alınabilmektedir. 

Şehir içi Ulaşım 

Yürüyerek gezmek her zaman en ucuzudur, ancak uzak mesafeler için Varşova'nın otobüslerini, tramvaylarını ve metrolarını da kullanabilirsiniz. Varşova’da şehir içi toplu taşıma ZTM (Zarzad Transportu Miejskiego) olarak adlandırılıyor. Varşova metropol alanı kentsel bölge “1” (şehir sınırları içinde) ve banliyö bölgesi “2” olarak ayrılmıştır. 

Çoğunlukla şehir sınırları içinde gezileceği için bu bölgede 20 dakikalık biletlerin fiyatı 3.40, 75 dakikalık bilet 4,40, bir günlük bilet 15 ve üç günlük bilet 36 zl’dir. Biletler otobüse veya tramvaya bindikten hemen sonra veya metro platformlarına giden kapılarda onaylanmalıdır ve biletle belirlenmiş süreye riayet edilmelidir. Aksi takdirde olası bir kontrole denk gelirseniz 186 zl’den başlayan para cezası ödemek durumunda kalabilirsiniz. Toplu taşıma biletleri, ZTM ofislerinden, bazı gazete kiosklarından ve metro istasyonlarında bulunan bilet makinelerinden satın alınabilir. 

180 numaralı otobüs Varşova'daki turistik yerlerin çoğuna Wilanow Kraliyet Rotası boyunca götüren düzenli bir otobüs hattıymış ve bu rota yaklaşık 60-70 dakika sürüyormuş. Metro, hafta içi gece yarısına kadar ve hafta sonları gece 03:00'e kadar çalışıyormuş. Gece 11:15 ile 04:45 arası çalışan “N” harfiyle işaretlenmiş gece otobüslerini de kullanabilirsiniz. 

Turistik Şehir Turları: Panaromik bir şehir turu yapmak isterseniz Warsaw City Tour otobüsleri ile bunu gerçekleştirebilirsiniz. Önemli turistik noktalar boyunca anıtlar, kiliseler ve parkların yakınından geçen bu otobüse ara duraklardan da binmek mümkün. 12 dilde audio guide bulunan bu turun ücreti standart 40 zl olup ara duraklarda inmek isteniyorsa o zaman 56 zl olan günlük bilet alınması gerekmektedir. 

Konaklama 

Srodmiescie bölgesinde, çoğunlukla ücretsiz internet, kahvaltı ve ücretsiz veya ucuz çamaşırhane hizmetleri sunan iyi pansiyonlar bolca vardır. Ancak Varşova’daki oteller, Polonya'daki diğer şehirlere göre biraz daha pahalıdır. 

Hotel Bristol: Tarihi Varşova oteli, art nouveau iç tasarımı ve lüks odaları nedeniyle VIP'ler tarafından çok sevilmektedir. Doğal olarak oldukça pahalıdır. 

InterContinental Warszawa: Varşova Merkez İstasyonu'na 500 metre uzaklıkta yer alan 5 yıldızlı bir oteldir. 

Dream Hostel Warsaw: Hemen Meydanın yanında harika bir konumu olan, mükemmel ücretsiz kahvaltı sunulan temiz bir tesistir. 

Warsaw Downtown Hostel: Merkeze 10 dakikalık yürüme mesafesinde uygun bir hosteldir. 

Oki Doki Old Town: 18. yüzyıl yapımı bir binada ve Eski Şehire çok yakın bir konumda bulunan bu hostel çok olumlu puanlar almaktadır. 

Yeme-İçme 

Polonya Mutfağı’ndan bahsetmek, Fransız veya İtalyan eşdeğerleriyle aynı heyecanı vermeyebilir, ancak buradaki yemeklerin de bu mutfaklar kadar olmasa da bir ağırlığı vardır.


Alewino: Michelin yıldızlı bu Varşova restoranında mükemmel mevsimlik yemekler, mükemmel yerel şaraplar ve rahat bir atmosfer bulacaksınız. 

Bez Gwiazdek: Michelin yıldızlı bu Varşova restoranı menü ilhamını Polonya'nın dört bir yanından aldığı yerel yemeklerden alıyor. 

Senses Restaurant: Varşova yemek sahnesine yeni katılan Senses adlı restoran, şehrin Michelin yıldızına sahip bir mekanıdır. Güzel bir ambiyansı ve lezzetli yemekleri ile gelenleri etkilemektedir. 

Amber Room: XIX yüzyıl sarayında bulunan üst düzey bir restorandır.


Güneydoğu Asya'dan bildiğimiz gece pazarları son yıllarda Varşova’da ana istasyonun hemen arka tarafında kurulmaya başladı. Burada Asya sokak yemekleri ile çok çeşitli taze yemekler sunulmaktadır.


Orijinal olarak 19. yy’ın sonunda inşa edilen ancak II. Dünya Savaşı’nda tahrip olan, şehrin en büyük pazarı Hala Mirowska sonra 50’lerde tekrar inşa edildi. Bugün organik gıda pazarı olarak işlev görüyor. 

Hala Koszyki ise popüler bir yemek alanıdır ve Amsterdam’daki “Foodhallen” ile Oslo’daki “Mathallen” gibidir. Burada Polonya yemekleri bulabileceğiniz gibi İtalyan, Thai, vegan ve et yemeklerini bulabilirsiniz. 

Zapiecek Restaurantları’nın Varşova’daki 8 şubesinden herhangi birine gidip pierogi yemeden dönmeyin.


Onun dışında bu şehirde milk barlardan çok sayıda bulacaksınız. Prasowy, Bambino ve Sady bunlardan sadece birkaçıdır. 

Zapiekanka Polonya’nın fast food tarzı bir sandviçi ve yemeden dönmeyin. 

“Pawilony”, Nowy Swiat caddesinde 25 küçük pub bulunan bir alandır. Burası akşama başlamak, bir arkadaşla buluşmak ve çeşitli tatları denemek için uygun bir yerdir. 

Tarantino filmlerini seviyorsanız “Pulp Fiction bar” tam size göre bir yerdir. Burası hoş bir ortamın olduğu, fiyatları uygun küçük bir bardır.


Eski Şehir civarında bir yer arıyorsanız o zaman “Bar Warszawa” uygun olacaktır. 

“Ulubiona” ise 21. yy yapımı bir binada bulunan etkileyici, küçük ve ucuz olan bir bardır. 

The Piw Paw, raflarındaki yüzlerce karakteristik bira kupalarıyla gerçek bir bira cennetidir. Burada çok çeşitli ve zengin bir bira koleksiyonu bulabilirsiniz.

Polonya'da son günüm olduğu için yeniden para bozdurmak istemiyordum. Bu yüzden Nowy Swiat Caddesi üzerinde küçük bir lokantaya girdim ve 10 zl ödeyerek yerel çorbalarını denedim.


Eğlence ve Etkinlikler 

Yılın en soğuk aylarında Eski Şehir, en güzel kıyafetlerine bürünüyor, süslenip püsleniyor, buz pateni pistleri ve Noel pazarlarıyla dolu bir harikalar diyarına dönüşüyor. Burada Noel zamanı Polonya'daki en büyük ve Avrupa'da da en büyük ışık festivallerinden biri olan Işık Festivali düzenlenmektedir. Bu muhteşem Işık Festivalinde yaklaşık 1300 sanatsal enstalasyon sergilenmekte ve bunun boyu 20 km'yi aşmaktadır. Her yıl ışık heykelleri bir önceki yıla göre daha büyük ve daha yaratıcı olmaktadır. Tüm lambalar LED'dir ve bu da bu büyük festivali çevre dostu haline getirmektedir. 2013 yılında Fransız gazetesi “Le Figaro” Varşova'yı “dünyanın en güzel dekore edilmiş on şehri arasında” kabul etti. Varşova'yı bu güzel haliyle görmek istiyorsanız, kışın gelebilirsiniz.


Lazienki Park tüm yıl boyunca ziyaret edilebilir ama muhtemelen ilkbahar ayları en iyi dönem olacaktır. İlkbahar mevsimi, Lazienki Park'da yaşamın ve renklerin çoğaldığı bir zamandır. Rengarenk çiçekler, yeşilin sonsuz tonlarında ağaçlar, kuşların cıvıltısı, kırmızı tüylü sincapların özgürce gezinmesi ve göldeki binaların suya yansıması doğaseverler için mükemmel bir ortam oluşturmakta. Sadece doğaseverler değil müzik severler de buraya mest olacaktır. Park’da pazar günleri 12:00-16:00 arası Chopin konseri yapılmaktadır. Konseri iyi bir noktadan izlemek için erken gidin ve yer kapın. Chopin konserleri 15 Mayıs'ta başlayıp 25 Eylül'e kadar sürmektedir. Park’a giriş ve konserler ücretsizdir. 

Ayrıca, Mayıs ortasında kutlanan Noc Muzeow, yani Müze Gecesi’nde tüm müze ve sergilere giriş ücretsiz olmaktadır.


Vistula Nehri'nin ambiyansını gören herkes yazın Varşovalı olmak ister. Hava ısınır ısınmaz Vistula kıyıları kış uyuşukluğundan sıyrılır ve hayat canlanır. Partiler, barlar, yürüyüş yolları, bisiklet yolları, kumsallar, vahşi yaşam ve su sporları gibi Vistula Nehri ve kıyılarının size sunacağı çok şey vardır. Nehrin Praga’nın bulunduğu sağ tarafındaki plajlar daha bakirken sol tarafa beach partilerinin yapıldığı modern plajlar yapılmış. 


Vahşi yaşamla ilgileniyorsanız, Vistula kıyılarının 40'tan fazla farklı hayvan türüne ev sahipliği yaptığını öğrenmek sizi şaşırtacak. Ayrıca Vistula kıyısındaki Multimedya Çeşmesi Parkı'na giderek su, ışık ve ses kullanılarak yapılan harika bir gösteriyi izleyebilirsiniz. Bu performansı Cuma ve Cumartesi günleri Mayıs ayından Ağustos ayına kadar saat 21:30'da ve Eylülde 21:00’de görebilirsiniz. 


Film izlemeyi seviyorsanız ya da kültüre meraklıysanız, sonbahar ayları gelmek için en uygun zaman olabilir. Ekim ayında önemli bir film festivali olan Varşova Film Festivali'ni takip edebilirsiniz. Ayrıca Kasım ayında tüm eski kraliyet konutlarına ücretsiz giriş yapılabilir. Bu, Kraliyet Kalesi, Wilanow Sarayı Müzesi ve Lazienki Kraliyet Müzesi'ndeki tüm binaların ziyaret edilebileceği anlamına gelir. 


Alışveriş 

Varşova'da alışveriş hem otantik hem de kozmopolit olmak üzere heyecan verici ve çeşitlidir. İster lüks alışveriş merkezlerinde dolaşmayı ister nadir antikalar için bit pazarlarını keşfetmeyi tercih edin, Varşova'da hemen hemen herkese göre bir şey var. Genellikle şirin Varşova esintili tasarımlarla dolu yerel mağazalardan, hediyelik eşya alabilirsiniz.


Benzersiz bir şey almak istiyorsanız, tasarım mağazalarından birine gidebilirsiniz ve Varşova bu açıdan oldukça zengin. Reset (Pulawska 48), Pan tu nie stal (Koszykowa 34/50) ve Cepelia (Marszalkowska 99/101 veya Chmielna 8) bunlardan sadece birkaçıdır. 


Jana Pawla semtindeki Polonya'nın en büyük alışveriş kompleksi olan Arkadia Alışveriş Merkezi 287.000 m2 bir alanda 230 dükkan, 1 sinema ve 25 restoran ile hizmet veriyor. 

Gezilecek Yerler 

Polonya gezimin son durağını Varşova oluşturuyordu ve buraya Krakow şehrinden sabah erkenden bindiğim tren ile ulaştım. Günübirlik gezerek akşam Türkiye'ye uçacaktım. Bu yüzden tren istasyonundaki bagaj emanet dolaplarını bularak eşyalarımı bıraktım. İstasyon önündeki otobüs duraklarına giderek merkeze gidecek otobüsü bulmaya çalıştım. Artık bana mı denk geldi bilmiyorum kime sorduysam kimse İngilizce bilmiyordu. Uzun süre bir oraya bir buraya giderek adeta debelendim. En nihayet yaşlıca bir kadın bineceği otobüsün merkezin biraz uzağından geçeceğini ve biraz yürümeyi göze alırsam kendisiyle gelebileceğimi yarım yamalak anlattı. Otobüs çok gitmedi, sanırım 3-4 durak sonra yaşlı teyze bana gitmem gereken caddeyi gösterdi. Meğerse bu cadde Eski Şehre uzanan Nowy Swiat Caddesiymiş.


Nowy Swiat Street 

Kraliyet Yolu üzerinde Krakowskie Przedmiescie'den güneye Üç Haç Meydanı'na kadar uzanan bir kilometrelik arter şehrin en önemli uğrak yerlerindendir. Nowy Swiat Caddesi’nin kökeni, Eski Kentin güneyindeki kırsal alanda bulunan mülklerine ulaşmak için üst sınıf tarafından kullanıldığı 16. yüzyıla kadar uzanmaktadır.


Varşova büyüdükçe, şehrin zengin ve aristokrat sakinleri cadde boyunca evler inşa ettiler. Napolyon dönemine gelindiğinde, bunlar yarı ahşap binalardan şık Neoklasik konaklara ve villalara dönüştü. Caddede kafeler, lüks mağazalar ve uluslararası markaları bulabilirsiniz.


Kazanowski Sarayı-Res Sacra Miser

Radziejowski Sarayı olarak da bilinen Kazanowski Sarayı, Yardım Merkezi Res Sacra Miser'e bugün evsahipliği yapmaktadır.


Eski Şehir Merkezi-Old Town (Stare Miasto) 

Ana yerler, merkezi iş ve alışveriş bölgesi Srodmiescie'yi bulacağınız Wisna (Vistula) Nehri'nin batı yakasında, Centralna istasyonu ve yakındaki Kültür Sarayı çevresinde gruplanmıştır. Daha pitoresk Eski Kent (Stare Miasto) ise biraz kuzeydedir.


Varşova'nın tarihi merkezi, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi'nde bir istisna oluşturmaktadır. Tarihi bir şehir merkezini gezdiğinizde, normalde, orijinal bir mimari ve eski anıtlar bulmayı beklersiniz. 1944 yılında Varşova’nın % 85’i Nazi Almanya'sı tarafından işgal altındaydı. Surlar, Kiliseler, Saraylar ve Pazar yerleri bombalar altında kalmış ve şehir neredeyse tamamen hasar görmüştü. Varşova'nın 20. yüzyılda yaşadığı bu kötü deneyimden sonra, bölgenin büyüsü 1962'ye kadar yapılan ayrıntılı ve orjinaline sadık bir yeniden yapılanmayla şehre geri kazandırıldı. 1980’li yıllarda restore edilen Eski Şehir Merkezi’nin mimarisi tekrar elden geçirildi ve tarihi güzelliği ön plana çıkarıldı. 


Eski Kent'in küllerinden yeniden doğuşu Eski Şehrin UNESCO Dünya Mirası listesine alınmasını sağlayan inanılmaz bir başarı hikayesi oldu. Aslında Old Town başlığı bu açıdan, Varşova'nın tarihi çekirdeği için kullanılan yanlış bir isimdir.


Görkemli ve güzel loncalar, kiliseler ve tüccar evlerini izleyerek sokaklarında ve geçitlerinde ilerlerken, bunların yaklaşık 80 yıl önce sadece bir enkaz yığını olduğunu asla hayal edemezsiniz. Burada taştan merdivenlerin ve kaldırımların bulunduğu otantik bir atmosfere şahit olacaksınız. 


Eski Kent, turistlerin ve sokak sanatçılarının Arnavut kaldırımlı sokakları doldurduğu ve festivallerin düzenlendiği yaz aylarında canlanıyor. Eski Kent'in güney tarafındaki Plac Zamkowy (Kale Meydanı), şehri gezmeye başlamak için en uygun nokta olacaktır. Kafe, restoran ve mağaza gibi çeşitli mekanların çevrelediği bu merkezi meydana, havaalanından gelen 175 numaralı otobüs ile direkt olarak ulaşabilirsiniz. 

Kale Meydanı-Plac Zamkowy 

Başkent Varşova olduğunda, Kale'nin yanındaki bu Meydan Rönesans Avrupa'sının en büyük İmparatorluğunun da temel taşı oldu. Bu değişimi yapan kişi, 8.5 metrelik bir sütunun üstünde bronz bir heykeli olan III. Sigismund Vasa idi. Bu Heykel ilk olarak 1644'de yapıldı, ancak 1944'de Almanlar tarafından yıkıldı ve orijinal kırmızı mermerinin yerini granit mermer aldı. Kale duvarlarının yanında hala mermer sütun parçaları bulunmaktadır.


Polonya'yı sarsan bazı olaylar burada cereyan etmiştir. 1982'deki Sıkıyönetim döneminde kanlı bir ayaklanma, 1861'deki ayaklanma sırasında Rusların katliamı ve Bill Clinton'ın Polonya'yı 1997'de NATO'ya davet ettiği bir konuşma bu Meydan'da gerçekleşmiştir. Ralli ya da bir konser olsun yaz aylarında Meydan'da mutlaka bir şeyler olur.


Kraliyet Kalesi-Royal Castle (Zamek Krolewski) 

Kale Meydanı'nın doğu tarafında, Eski Kent'in güney girişinde yüzlerce yıldır Polonya hükümdarlarına ev sahipliği yapmış, 13. yy yapımı Mannerist ve Barok Kale'nin 90 metre ön cephesi ile karşılaşacaksınız. Kale, biri 17. yüzyılın ortalarında İsveçliler, diğeri II. Dünya Savaşı'nda Almanlar tarafından olmak üzere iki yıkımı içeren 700 yıllık bir yaşama sahiptir. 1980'lerdeki son restorasyonundan sonra orijinal görüntüsüne kavuşmuştur.


Kraliyet Kalesi, 17. yüzyıldan itibaren Polonya krallarının resmi konutu olarak kullanıldı. Ayrıca burası Polonya'nın demokrasi tarihinde dönüm noktası olan ve ABD'den sonra dünyanın en eski ikinci anayasasının 3 Mayıs 1791'de parlamentodan (Sejm) geçtiği yerdir. Kale’de, Kral II. Augustus'un yaşam alanlarını ve Parlamento Binası'nı görebilirsiniz.

        

       

Kale'nin ihtişamını Oval Galeri, Şövalye, Mermer, Taht ve Meclis ismindeki odalar yansıtmaktadır. Yapı yeniden inşa edilmesine rağmen, içindeki mobilyaların çoğu orijinaldir. Kale'de antika mobilyalar, nümizmatik yani eski paralar, Avrupa goblenleri gibi pek çok farklı koleksiyon sergileniyor.


Ayrıca Rembrandt, van Dyck, Joos van Cleve ve Gainsborough gibi ustalar tarafından yapılmış 16. ve 18. yüzyıllara ait bir resim koleksiyonu da var. Kral Stanislaw Augustus'un şaşalı Kraliyet Apartmanlarını geçtikten sonra, Rembrandt'ın iki resmi de (Girl in a Picture Frame and Scholar at His Desk) dahil olmak üzere büyüleyici aristokrat portrelerin sergilendiği Lanckoranski Galerisi'ni ziyaret edebilirsiniz.

St.Martin's Church

Kilise, Eski Kent bölgesinde ulica Piwna'da (Bira Sokağı) bulunuyor. 1356 yılında inşa edildi ve Varşova ayaklanması sırasında yıkıldı. 1945-55 arasında yeniden inşa edilen Kilise'nin 1970-80'lerde rejim karşıtı üyeleri vardı. İç kısmı tamamen modern olmasına rağmen ön cephesi Barok tarzındadır.

     


- Kale Meydanı'ndan Swietojanska Caddesi'ne ve Pazar Meydanı'na gidiyoruz. Sağ tarafta, St.John's Archcathedral ve Tanrı'nın Annesi Kilisesi'nin mimari açıdan ilginç binalarını görüyoruz. 

Aziz John Katedrali-St. John's Archcathedral and the Church of the Gracious Mother of God (Archikatedra Sw. Jana) 

Varşova'nın en eski kilisesi olan 14. yy yapımı St John Katedrali, 1944'te Alman işgalcilere karşı yapılan Varşova Ayaklanması sırasında önemli rol oynadı. Alman tankları kilisenin sınırlarına bile girdi. Güney duvarının dışından yürürseniz, Naziler tarafından Eski Kenti yıkmak için kullanılan ağır ekipmanların gerçek parçalarını taşların arasında bile görebilirsiniz.

            

Katedral savaş sırasında büyük ölçüde yıkıldı. Gotik tuğla dış cephesi yeniden inşa edilmesine rağmen, iç kısmındakilerin büyük bölümü kayıptır. Mezarlığında bulunan ünlü Polonyalılar arasında Mazovia dükleri, Nobel Ödülü sahibi yazar Henryk Sienkiewicz ve Polonya'nın ilk cumhurbaşkanı Gabriel Narutowicz bulunmaktadır.

Pazar Yeri-Market Place (Rynek Starego Miasta) 

18. yüzyılın sonunda II. Stanislaw Augustus'un Yeni Kent'inin yaratılmasına kadar, bu meydan Varşova'daki ticari yaşamın merkez üssü oldu. Eski Kent'in en tarihi kısmıdır ve Rönesans ve Barok tüccar evleri ile geniş bir renk yelpazesine sahiptir.


Bu binaların tümü, meydanın önce Luftwaffe tarafından bombalandığı ve daha sonra 1944'te Varşova Ayaklanması'nın sonunda Almanlar tarafından havaya uçurulduğu için savaş öncesi kopyalardır. Merkezdeki çeşmedeki denizkızı figürü Varşova için özel bir anlam taşıyormuş ve Varşova'nın sembolüymüş.


Sanctuary of Our Lady of Graces-Jesuit Church

Eski Şehir'de Varşova'nın koruyucusu Meryem Ana Tapınağı bulunmaktadır.Cizvit Kilisesi, bir diğer adıyla Tanrı'nın Yüce Annesi Kilisesi süslü bir Katolik kilisesidir. St.John Katedrali'ne yakın bir yerdedir. 

      

- Nowomiejska Caddesi'nden kuzey yönüne gidildiğinde Barbican surlarını görebiliriz. 


Barbikan 

1548 yılında inşa edilen Barbican, bir zamanlar kentin güvenliğini sağlayan surlardan oluşuyor. Günümüzde sanat eseri olarak ziyaretçilerini ağırlayan kaleler, tarihi tasarımları sayesinde Orta Çağ dönemine aitmiş gibi bir izlenim veriyor.17. yüzyıl gravürleri temelinde restore edilen sanatsal surları burada görebilirsiniz.

      

      

      

- Barbican'ın diğer tarafında ve Eski Kent'in kuzeyinde, 14. ve 15. yy'ların sonlarında inşa edilen Yeni Şehir başlar. Fret Caddesi'nde ilerlediğinizde sağ tarafta Maria Sklodowska-Curie'nin doğduğu evi görebilirsiniz. 

Marie Curie Museum (Muzeum Marii Sklodowskiej-Curie) 

Maria Sklodowska (1867–1934) veya bir çoğumuzun daha iyi bildiği adla Marie Curie, yetişkin yaşamının çoğunu Fransa'da yaşasa da, Varşova'da doğdu ve büyüdü. Bir bilim insanı ve doktor olarak, Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde ders veren ilk kadın oldu. Radyum ve polonyum (kendi ülkesinin onuruna bu ad verildi) ve radyoaktivite elementlerini keşfetti. 1903'te (fizik için) ve 1911'de (kimya için) Nobel Ödülü'nü kazanan ilk kadın oldu.


Freta 16 adresindeki Müze, Maria Sklodowska-Curie'nin hayatı ve çalışmalarına adanmıştır. Polonya Kimya Derneği tarafından desteklenen Müze, dünyada polonyum ve radyum keşfine adanmış tek biyografik müzedir.


- Buradan Yeni Şehrin oldukça büyük Pazar Meydanı'na çıkabilirsiniz. Burada 17. yy yapımı Barok tarzı St. Casimir Kilisesi bulunmaktadır. Meydanın merkezinde, 19. yy'dan kalma çok güzel, eklektik bir dökme demir çeşme vardır. Fret Caddesi'nde ayrıca 17. yy yapımı St. Francis Kilisesi bulunmaktadır. 

St. Casimir Kilisesi 

Kral III. Jan Sobieski'nin Viyana Kapıları'ndaki Türk ordusunu yenmesi üzerine, karısı Mary Sobieski tarafından bu zaferi taçlandırmak için kuruldu. Barok tarzı kilise 1692'de tamamlandı, 1944'te Polonya sahra hastanesi olarak hizmet verdi. Ancak bu sırada Almanların bombalarından nasibini alınca 1000'den fazla sivil, rahip, rahibe ve asker Kilise'nin içinde öldü. Bugün tamamen restore edilmiş ve ölenlerin anısına kömürleşmiş ahşap bir haç var. 


Kraliyet Yolu 

Varşova'nın tarihi yerlerinin neredeyse tamamı, Kale Meydanı'nda başlayan ve Wilanow Sarayı'na gelmeden önce güneye doğru 15 km kadar devam eden tek bir eksen üzerinde bulunuyor. Zamkowy Caddesinden Krakowskie Przedmiescie ve Nowy Swiat Caddeleri boyunca Kentin eteklerindeki Wilanow sarayına doğru güneye uzanan ve tarihi binalar ile kaplı olan bu yol, eski Kraliyet Yoludur. Bu hat üzerinde kiliseler, parklar, saraylar, akademik kurumlar ve lüks şehir evleri var. 

Rotaya “kraliyet” unvanını veren üç yapı, en başta Kraliyet Kalesi, aynı adı taşıyan çarpıcı bir parkta bulunan Lazienki Sarayı ve güney ucundaki Wilanow Sarayı’dır. Polonya-Litvanya Topluluğu'nun Rönesans ve Barok dönemlerindeki zenginliği ve gücünü göstermesi bakımında bu üçü de oldukça önemlidir. 

Krakowskie Przedmiescie 

Varşova'nın en prestijli caddesi, Kale Meydanı'nın yakınında Kraliyet Yolunun başlangıcında güneye doğru ilerleyen caddedir. Burada, saraylar, ağırbaşlı anıtlar, Polonya Bilimler Akademisi, Varşova Üniversitesi ve Başkanlık Sarayı gibi seçkin Polonya kurumlarını göreceksiniz.


Cadde ilk olarak 15. yy'da şehrin savunma duvarlarındaki kapıya uzanan bir ticaret rotası olarak inşa edilmiş. 16. yy'ın sonunda Varşova başkent olunca asilzadeler kentin bu ana caddesi üzerinde gösterişli evler inşa etmeye başlamışlar.19. yy'a kadar burası Barok tarzı kiliselerle ve üst sınıf şehir evleriyle dolmuş.

St Anne’s Church 

St Anne Kilisesi 1454 yılında inşa edildi ve 1788'deki son Neoklasik ön cephesini alana kadar 17. yüzyılda en az dört kere yeniden şekillendi. Yuvarlak ve dört köşe sütunlar arasındaki nişlerde, devasa bir alınlığın altında dört Evangelist'in heykelleri bulunmaktadır.


İç mekan Barok tasarımında olup tonozunda muhteşem freskler vardır. Ayrıca nefi yaldızlı sütun başlıklarıyla Korint dörtgen sütunlardan oluşmaktadır. St Anne’de düzenli org resitalleri düzenlenmektedir.

     

Gözlem Terası-Viewing Platform (Taras Widokowy) 

Aziz Anne Kilisesi, Şehre başka bir bakış açısı sağlayacak bağımsız bir çan kulesine sahiptir. Aslında, bu Kule, Eski Kent'in hemen yanında ve muhteşem Barok mimarisine sahip olduğu için Şehri tepeden görmek için Kültür ve Bilim Sarayı'ndan bile daha iyi olabilir. 147 basamağı çıkmaya gözünüz kesiyorsa, Kale’yi, Kale Meydanı’nı, Eski Kent'den kuzeye ve Krakowskie Przedmiescie’den güneye şehri kuşbakışı görebileceksiniz.


Buranın bilet ücreti değişmediyse 5 zl’dir. Özellikle güneşli bir günde gün batımına yakın bir saatte çıkarsanız ulusal stadyumdan Kültür Sarayına kadar 360 derece bir manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.

Merkez Tarım Kütüphanesi-Central Agricultural Library

Kütüphane daha önce Sanayi ve Tarım Müzesi'ne ev sahipliği yapıyordu ve binanın arka tarafında bir fizik laboratuvarı da bulunuyordu. Maria Curie, Paris'de okumak için Varşova'dan ayrılmadan önce bu laboratuvarda deneylerini yapmıştır.


Adam Mickiewicz Heykeli

Caddede Polonyalı ünlü şair Adam Mickiewicz'in bir heykeli bulunmaktadır. Orijinal heykel 1898 yılında şairin 100. doğum gününde dikilmiş. II. Dünya Savaşı'nda neredeyse tamamen tahrip olan Heykel'in replikası 1950 yılında tekrar yapılmış.


Meryem ve Aziz Joseph'in Göğe Kabulü Kilisesi-Church of the Assumption of the Virgin Mary and of St. Joseph 

Roma Katolik kilisesidir ve Carmelite Kilisesi olarak da bilinmektedir.1761-83 yıllarında inşa edilen Kilise'nin en önemli özelliği Neoklasik tarzı ön cephesidir. Kilise, en çok tütsü kabı şeklindeki ikiz çan kuleleriyle tanınıyor.


Ziyaretin Rahibeleri Kilisesi-the Church of the Nuns of the Visitation 

Adam Mickiewicz Heykeli'nin biraz ilerisinde Varşova'nın merkezinde savaştan kurtulan birkaç binadan biri olan 1765 yapımı Ziyaretin Rahibeleri Kilisesi vardır. Chopin'in gençliğinde katıldığı bu Rokoko güzelliğini mutlaka ziyaret edin.


Kilise'nin gururu, yarı zamanlı bir okul organizasyonunda Chopin'in çaldığı orijinal orga sahip olmasıdır. Bir plakada "1825-1826 yıllarında Varşova Lisesi öğrencisi olarak bu kilisede org çalan Fryderyk Chopin'in onuruna" ifadesi yazılıdır.


Cumhurbaşkanlığı Sarayı-the Presidential Palace 

17. yy yapımı Cumhurbaşkanlığı Sarayı bugün de Polonya Cumhurbaşkanı'na ev sahipliği yapmaktadır. Sarayın önünde Polonya Generali ve Fransa Mareşali Prens Jozef Poniatowski'nin heykeli vardır. Bu anıt, 1944'de Almanlar tarafından yok edilen 1832 yapımı orijinal heykelin bir kopyasıdır.

     

Hotel Bristol

Başkanlık Sarayı'nın yanında 1900 yılında inşa edilen, Amerikan Başkanları Kennedy ve Nixon ile Pablo Picasso gibi ünlülerin de kaldığı lüks ve şık Hotel Bristol bulunmaktadır.


Uruski Sarayı-Uruski Palace

1843'te Varşova valiliğinin asaletli mareşali Seweryn Uruski, yeni bir bina yaptırmak için burada bulunan sarayı yıktırdı. 1847'de yapılan ve bu yüzyılın sonlarında yenilenen Saray, Varşova Ayaklanması sırasında yakıldı. 1947'den sonra Saray Varşova Üniversitesi'ne devredildi. Yeniden inşa edilen Saray (1948-1951), halen Varşova Üniversitesi Coğrafya ve Bölgesel Araştırmalar Fakültesi'ne ev sahipliği yapmaktadır.


Varşova Üniversitesi-University of Warsaw

1816 yılında kurulan Üniversite ülkenin en prestijli ve en büyük üniversitesidir. 19 bölümü olan Üniversite yerleşkesinde Kazimierzowski Sarayı gibi bazı saray ve tarihi binalar da kullanılmaktadır.


Üniversitenin karşısında şimdi Güzel Sanatlar Akademisine ev sahipliği yapan Czapski Sarayı adında büyük ve renkli dekorlu bir bina bulunmaktadır.

internet resmidir 

Bu binanın solundaki ek bina Paris'e taşınana kadar Fryderyk Chopin'in evi olmuştur. Burası Chopin Müzesinin bir parçası olarak gezilebilmektedir. Binanın önünde kaldırımda bir bank görünümünde müzik kutusu yapılmış ve bir düğmeye bastığınızda Chopin'den klasikleri dinlemeye başlıyorsunuz. Bu fikre bayıldım ve ne zaman buradan geçtiysem biraz durup dinlemeye çalıştım.

Kutsal Haç Kilisesi-the Holy Cross Church 

Kilise, 18. yy'ın ilk yarısında inşa edilen Barok bir anıttır. Varşova Ayaklanması'nda büyük hasar gören Kilise daha sonra 1945'te Alman ordusu tarafından havaya uçuruldu. Savaştan hemen sonra yeniden inşa edildiğinde tasarım basitleştirildi ve daha önce olan freskler ve çok renkli heykeller kullanılmadı.


Burayı ziyaret etmek için çok iyi bir nedeniniz var. Frederic Chopin’in kalbi, kız kardeşi tarafından bir vazo içinde bu kiliseye getirildi ve nefin solundaki şapellerden birinde bir sütuna gömüldü. Ancak benim şansızlığıma Kilise restorasyonda olduğundan görme imkanım olmadı.

Kopernik Anıtı-Copernicus Monument 

Rönesans gökbilimcisi ve matematikçinin çarpıcı anıtı, Stazsic Sarayı'ndaki Polonya Bilimler Akademisi'nin önünde gururla duruyor. Çalışma, Kopernik'i pusula ve küreyle gösteriyor.


Heykel 1830'da halka açıldı ve II. Dünya Savaşı'na kadar olaysız bir yüzyıl yaşadı. 1939'da Şehre girdikten kısa bir süre sonra Almanlar, Latince ve Lehçe yazıtları Almanca dilinde bir yazıyla değiştirerek Polonya direnişcileri ve işgalciler arasında bir çekişme başlattılar.1944'teki ayaklanmanın ardından Heykel eritilmek için Nysa şehrine götürüldü, ancak o zamana kadar Alman ordusu geri çekildiğinden Heykel eritilmekten kurtarıldı ve doğru yerine geri getirildi.

Passau Madonna Anıtı

Bednarska Caddesi'nin başında karşı tarafta Varşova'nın en eski ikinci anıtı olan Passau Madonna Anıtı vardır. Bu Anıt, 1683'ten kalmadır ve savaş tarihindeki en büyük süvari saldırısına önderlik eden Kral III. Jan Sobieski'nin Viyana Savaşı'nda Türkleri yenmesindeki rolü için teşekkür mahiyetinde yapılmıştır.


Lazienki Parkı 

Şehir merkezindeki doğanın keyfini çıkarabileceğiniz Lazienki Parkı, “Bahçeli Saray” ismiyle de anılıyormuş. Bir zamanlar burası avlanma alanıymış, 1760'larda Kral Stanislaw August tarafından satın alınarak başlangıçta kraliyet hamamları (Lazienki “hamam” anlamına gelir) yapılması planlanmış. Büyük bir yazlık saray inşa edilmiş. Ancak Park'ın bizzat kendisi, tavus kuşları ve kırmızı sincapların gezindiği meşe ağaçlı yolları ile gerçek bir cazibe merkezidir.

Internet resmidir 

Bu 76 hektarlık Park’da, saraylar, pavyonlar, iki sera, bir amfitiyatro, bir planetaryum, sahne alanları, mesire yerleri, su kaynakları ve ulusal anıtlar bulunmaktadır. Buradaki anıtların en prestijlisi, 1907 yılında Art Nouveau tarzında tasarlanmış, ancak I. Dünya Savaşı yüzünden ertelenerek 1926'da dikilen besteci Frederic Chopin için olan anıttır. Anıt, besteciyi piyano çalan ele benzeyen bir söğüt ağacının altında tasvir ediyor. Nazilerin ilk yıktığı bildirilen bu anıt, yaz konserleri için popüler bir açık hava mekanı oluşturuyor.


Kraliyet Rotası'nın ucunda bulunan Varşova’nın en büyük parkı, hafta sonu aileler ve çiftler için tercih edilen bir gezi alanıdır. Göl çevresinde güzel kokulu çiçeklerin ve ağaçların bulunduğu bu parkın içerisinde ister yürüyüş yapabilir, ister çimlere uzanıp kitabınızı okuyabilir, isterseniz de kafesinde oturup kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Park’da bir bahçeden diğerine geçmek, görkemli Lazienki Sarayı'na hayran olmak, dört müzeyi dolaşmak veya sadece yeşilliklerde dinlenmek için bütün gününüzü hiç sıkılmadan geçirebilirsiniz. 

Ticaret bölgesinin yaklaşık 2 km güneyinde, Ujazdowskie Caddesinin doğu tarafında bulunan Lazienki Parkı’na Nowy Swiat'tan 116, 180 veya 195 nolu otobüslerle gidilebilir. 

Lazienki Palace (Lazienki Krolewskie) 

Lazienki Parkı'ndaki gölde bulunan yapay adada inşa edilen görkemli Lazienki Sarayı ve Bahçe Kompleksi, Polonya’nın son hükümdarı Kral Stanislaw August Poniatowski'nin eski yazlık evidir. 1793'te tamamlandığı sırada, Sudaki Saray denilen bu konut başkentten oldukça uzaktı. 1818 yılında halka açılan 74 hektarlık (183 dönümlük) park, bugün Varşova şehir merkezinin hemen kenarında yer alıyor. Orijinal 17. yüzyıl banyo pavyonu, İtalyan mimar Dominic Merlini tarafından muhteşem bir Klasik saraya dönüştürüldü. Tiyatro ve Beyaz Saray (Bialy Dom) villası da dahil olmak üzere, çeşitli pavyonlar, seralar, yollar ve kanallarla birlikte diğer binalar da eklendi ve kompleks Fransız klasik ve Barok mimarisinin ve İngiliz tarzı bahçelerin şık bir karışımına dönüştü. 

Kuzey cephesinde gölün kıyısında bir revak bulunmaktadır. Ana giriş güçlü Korint sütunlarıyla bir girintide yer alırken, çatı mitolojik figür heykelleri taşıyan bir korkulukla sarılıyor.

Internet resmidir 

Ana binada, Adadaki Saray, Neoklasik Balo Salonu, Salamon Odası ve bir zamanlar 2.500 sanat eserinin sergilendiği (en değerli olanlar çalındı veya tahrip oldu, ancak hala Stanislaw August’un koleksiyonundan bazı parçaları içeriyor) Sanat Galerisi, özellikle kralın kültürel ve politik figürlerle ünlü 'Perşembe akşam yemekleri' için biraraya geldiği Yemek Odası dikkat çekicidir. Aşağı Galeri'de Jacob Jordaens, Rembrandt ve Rubens'in resimleri vardır. Bacchus Odası, orijinal Delft çinileri ile dekore edilmiştir. Üst katta Üst Galeri'nin yanı sıra Kral'ın görkemli dolabı ve yatak odaları da vardır. Lazienki Sarayı'nı Salı-Pazar 09:00-18:00 saatlerinde 17 zl ödeyerek gezebilirsiniz.

Wilanow Sarayı-Wilanow Palace 

Kraliyet Rotası'nın güney ucundaki Wilanow Sarayı, Polonya, 18. yüzyılın sonlarında Prusya ve Rusya tarafından ilhak edilmeden önce, Polonya-Litvanya Topluluğu'nun görkemine nadir bir bakış atmamızı sağlamakta. 

Bu saray, Kral III. Jan Sobieski için 17. yüzyılın sonlarına doğru bir yaz evi olarak tasarlandı ve aşkı simgeleyen güller, broderi ve heykellerin olduğu iki teraslı bir çiçeklik dahil Barok saray mimarisinin tüm özelliklerini taşımaktadır. II. Dünya Savaşı'ndan zarar görmeyen Saray'ın dış tarafı madalyonlar, büstler, heykeller ve diğer Barok süslemelerle doludur, iç dekor ise freskler ve çin süslemeleriyle yapılmıştır. En özel odalar, aynalarla kaplı görkemli Beyaz Salon, Kral Kütüphanesi, Kralın Yatak Odası, heykellerle çevrili ve muhteşem tavan freskleri olan Kuzey Galerisi’dir.

Internet resmidir 

Varşova saraylarının en büyüğü olan Wilanow Mayıs-Eylül Pzt, Çarş ve Cmt 09:30-18:30, Salı, Perş ve Cum 09:30-16:30, Paz 10.30-18:30; Ekim-Nisan Pzt ve Çar-Cmt 09:30–16.30, Paz 10.30-16.30 saatlerinde 20 zl bilet ücretiyle gezilebilir. Ekim-Nisan aylarında Pazar günleri ücretsizdir. Merkezden kolayca ulaşılabilir. Krakowskie Przedmiescie veya Nowy Swiat'tan güneye 180 numaralı otobüse binip son durağa kadar gidin. 

- Buradan Pilsudski Meydanına gidelim ve çevrede ne olduğuna bakalım.

Meçhul Asker Anıtı-Tomb of the Unknown Soldier 

Varşova'daki en büyük meydan olan Pilsudski Meydanı'nda Polonya için savaşarak ölen kimliği belirsiz askerler için bir anıt var. Anıt Mezar 1925'e dayanır ve sembolik mezarda Polonya ile Batı Ukrayna Halk Cumhuriyeti arasındaki 1918-1919 Lemberg Savaşı'nda ölen bir askerin cesedi bulunmaktadır.


Anıt, bir zamanlar Sakson Sarayı'na ait olan ve Varşova Ayaklanması'ndan sonra yıkılan kemerden kalan üç parça kullanılarak yapılmıştır. Merkezi kemerin altında, Polonya Silahlı Kuvvetleri Onur Muhafız Taburu tarafından sürekli 2 askerle izlenen mezar ve sonsuz ateş var. Yılda 365 gün her saat başı nöbet değiştirilir. Anıt ve meydan, her 15 Ağustos'ta Polonya Silahlı Kuvvetler Günü törenlerinin odağı olmaktadır. 

Sakson Bahçesi-Saxon Garden (Ograd Saski) 

Pilsudski Meydanı'ndaki Sakson Bahçesi 1727'de kapılarını halka açtığında, dünyanın ilk halka açık parklarından biri oldu. Kral Augustus tarafından yaptırılan 15.49 hektarlık bir alan üzerindeki bahçede Güneş Saati, Meçhul Asker Anıtı, Empire Çeşmesi, Su Kulesi ve Yaz Tiyatrosu gibi bazı ana alanlar da bulunuyor. Bahçe, II. Dünya Savaşı'nda daha önce burada bulunan Rokoko Brühl Sarayı ile birlikte yok olmuştur.

Internet resmidir 

İlk yüzyılında Sakson Bahçesi, Versay tarzında Barok bir çiçeklikti, ancak 19. yüzyıldan sonra İngiliz tarzı manzara parkı haline geldi. 18. yüzyılın ortalarındaki modaya uygun parkın kumtaşı alegorik heykellerini görebilirsiniz. İlk zamanlardaki 70 heykelden sadece yirmisi kaldı ve her birinin neyi sembolize ettiğini bulmaya çalışabilirsiniz (Akıl, Adalet, Astronomi, Resim ve Şiirin deşifre edilmesi oldukça kolaydır).

Jozef Pilsudski Heykeli

Meydana adını veren Jozef Pilsudski (1867-1935) bağımsızlık aktivisti, devlet başkanı ve Polonya Mareşali olduğundan Meydanın karşı tarafında ve Meçhul Asker Mezarı'na uzaktan bakan bir Anıt yapılmış.

Meydanın yakınlarında "Zacheta"-Ulusal Sanat Galerisi ve Kutsal Üçlü Kilisesi görülebilir. Tam karşı tarafında da Polonya Ulusal Operası'na ev sahipliği yapan Büyük Tiyatro bulunuyor.

Ulusal Sanat Galerisi-Zacheta 

Malachowskiego Meydanı'nda 1900 yılında inşa edilmiş, modern ve çağdaş Polonya sanatına adanmış güzel bir galeri bulunmaktadır. 1860 yılında kuruluşundan bu yana Güzel Sanatlar Derneğinin güzel sanatların teşvik edilmesi görevini yerine getirmektedir.


İlk yıllarında, Jan Matejko ve Wojciech Gerson gibi ülkenin en ünlü ressamlarından bazıları Zachęta’da sergiler düzenledi. Aynı şekilde, gelecek vaat eden yetenekler için geçici sergiler ve Katarzyna Kozyra ve Krzysztof Wodiczko gibi yerleşik isimlerle Polonya'nın sanat sahnesinde önemini devam ettiriyor. Kalıcı koleksiyonda, ressam ve set tasarımcısı Tadeusz Kantor ve Sürrealist Yahudi heykeltıraş Alina Szapocznikow gibi savaş sonrası sanatçıların eserleri bulunmaktadır.

Kutsal Üçlü Kilisesi-the Church of the Holy Trinity 

Zug Protestan Kilisesi olarak da bilinen Holy Trinity Kilisesi bir Lutheran kilisesidir ve şehirdeki iki Augsburg Protestan tapınağından biridir. Varşova'nın en büyüklerinden biri olan Kilise yuvarlak tasarımı ile dikkati çekiyor. Yukarıdaki resimde biraz ucunu çekmişim, vaktim yetmediğinden gezemedim.

St. Francis Seraph Church

1733 yılında tamamlanan bu Barok şaheser St Vitalis'in kalıntılarını barındırır. Soldaki şapeli ziyaret ederek cam tabutu görebilirsiniz. Dini kalıntıların çoğu 1754 yılında Papa XIV. Benedict tarafından bağışlandı. 

     

Polonya Ulusal Operası-Grand Theatre

Bu bina 1825-1833 yıllarında inşa edilmiştir. Ancak 1939'da bombalanarak tahrip olduğundan 1965'de yeniden inşa edilmiştir.

Fryderyk Chopin Müzesi 

Fryderyk Chopin Müzesi Polonya’nın en büyük bestecisinin 200. doğum günü anısına yaptırılan yüksek teknoloji ürünü biyografik bir müzedir. Müze’de, Müzisyenin hayatıyla ilgili interaktif ve multimedya özellikli tasarlanmış 11 ayrı bölümde sergiler bulunmaktadır. Hatta odalardan birinde, Ignace Pleyel’in tasarladığı ve Chopin’in kullandığı son piyano da var. 

Chopin ve klasik müzik meraklıları için burası mutlaka gidilesi bir yerdir, ancak bir seferde sadece 100 kişinin müzeye girmesine izin veriliyor bu nedenle biletlerin önceden alınması uygun olur. 

Varşova Üniversitesi Kütüphanesi Bahçesi-Warsaw University Library Garden (Biblioteka Universytetu Warszawskiego) 

Vistula Nehri'ne yakın bir mesafede 2002 yılında açılan Varşova Üniversitesi Kütüphanesi bulunmaktadır. Uzun ve sert bir taş cephesi, Pompidou Merkezi'nden olabilecek mavi iskele benzeri bir sundurması var. Ancak dış merdiven, Avrupa'nın en büyük çatı bahçelerinden biridir. 

Mart ayından Kasım ayına kadar açık olan bu tek hektarlık alana, kütüphanenin pencereleri ve çatı pencereleri gerçeküstü bir dokunuş katarken, buradaki çeşmeler, akarsular, pergolalar, çardaklar ve çimlerle adeta küçük bir cennete benzer. 

Internet resmidir 

- II. Dünya Savaşı'nda en fazla acı çeken topluluk olan Varşova Yahudileri için ayrı bir bölüm açalım. 

Varşova Getto’su ve Nozyk Sinagogu 

Eski ve Yeni şehrin batısında, eski getto bölgesi vardır. Burada, 1939 yılında tahmini olarak toplam nüfusun üçte biri olan yaklaşık 380.000 Yahudi deyim yerindeyse tıkıştırıldı. Savaşın sonunda, getto yerle bir olmuş ve sadece üç yüz Yahudi ile Twarda 6 adresindeki Nozyk Sinagogu hayatta kalabilmişti. Eski Yahudi bölgesi hakkında fikir edinmek isterseniz mucizevi bir şekilde el değmemiş Prozna Caddesine gidebilirsiniz. 

Nozyk Sinagogu savaştan sonra ayakta kalan tek sinegog olmuş. 1898-1902 yılında inşa edilen Sinegog II. Dünya Savaşı'ndan sonra restore edilmiş ve halen faaliyettedir. 

Polonya Yahudileri Tarihi Müzesi-Polin (Museum Historii Zydow Polskich) 

Muranow'da Anielewicza 6 adresindeki POLIN, eski Varşova gettosunun kuzey tarafındadır ve sadece binayı görmek için bile ziyaret etmeye değer. Postmodern mimari anlayışına uygun olarak dizayn edilen bu son teknoloji Müze, fütüristik, kıvrımlı yüzeylerle dolu camsı levhayla kaplı bir binadır. Polin, yedi yıl süren inşaatın sonunda 2014 yılında tamamen açıldı ve Polonya'daki Yahudilerin bin yıllık tarihini belgeliyor. Müze’de, soykırıma uğrayana kadar Polonya topraklarında gelişen zengin Yahudi medeniyetinin büyüleyici hikayesi anlatılıyor.

Internet resmidir 

Sekiz galeride, Polonya'nın Avrupa'nın en büyük Yahudi topluluğuna nasıl ev sahipliği yaptığını açıklamak için gerçek eserler, rekonstrüksiyonlar ve etkileşimli ekranların bir karışımı kullanılıyor. Yidiş dilinde yazılmış bir cümle ile 1272'den kalma bir dua kitabını görebilir, 16. ve 17. yy'larda dini hoşgörünün altın çağı hakkında bilgi edinebilirsiniz. Daha sonra Holokost kısmı geliyor ve Oyneg Shabbos grubunun Varşova gettosu hakkındaki gerçeği arşivleme konusundaki kahramanca çabaları hakkında hikayeler var. Ayrıca 17. yüzyıl Gwozdziec Sinagogunun muhteşem ahşap tavanının bir replikası da yapılmış. 

Getto Kahramanları Anıtı-Jewish Ghetto Memorial 

Polonya Yahudileri Tarihi Müzesinin yanında 1943'teki Varşova Gettosu Ayaklanması Anıtı vardır. Duvarın altındaki alana yuvarlak bir levhada Lehçe, Yidce ve İbranice ”Yahudi halkının Onur ve Özgürlüğü için, Özgür Polonya için, insanlığın - Polonya Yahudilerinin kurtuluşu için eşi görülmemiş kahramanca mücadele verenler” yazılıdır.

Internet resmidir 

Bu Anıt 1946 yılında açıldı ve kan dökülmesini sembolize etmek için kırmızı kumtaşı ile kaplandı. Arkasındaki duvar 1948'de, Natan Rapaport tarafından tasarlandı ve Kudüs’ün Batı Duvarına ve Varşova Gettosu'nun duvarına benzetildi. Anıtın doğu tarafında bronz kabartma bir rölyefte Alman askerleri tarafından sürülen Yahudi çocukları, kadınları ve yaşlıları tasvir ediliyor. Anıtın batı tarafındaki “Fight” isimli bir rölyefle Nisan 1943 ayaklanması gösterilmektedir. 

Yahudi Mezarlığı-Okopowa Street Jewish Cemetery 

1806 yılına kadar uzanan bu 33 hektarlık Yahudi Mezarlığı, dünyanın en büyüklerinden biridir. Mezarlık'da 250.000'den fazla mezarın yanı sıra Varşova Gettosu'nda öldürülenler için birkaç toplu mezar da var. Doğa, Art Nouveau ve tarihi anıtlarla birlikte Mezarlığı güzel ve dokunaklı hale getirmiş. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Varşova'ya geri dönen Yahudi nüfusu için mezarlığın küçük bir köşesi yeniden açıldı.

Internet resmidir 

Centralna İstasyonu'ndan 22 nolu tramvaya binerek bu Mezarlığa (Cmentarz Zydowski) gidebilirsiniz. Pzt-Prş 10:00-17:00, Cuma 09:00-13:00, Pazar 11:00-16:00 arası açık, Cts kapalı ve bilet ücreti 8zl’dir. 

Ulusal Müze-National Museum (Muzeum Narodowe) 

Varşova’nın en büyük müzesi aynı zamanda Polonya’daki en büyük müzelerden biridir ve birçok yer ve döneme ait Roma ve Mısır arkeolojisinden Orta Çağ sanatına, antika mobilyalardan Polonya ve Avrupa resimlerinin bulunduğu büyük galerilere kadar toplamda milyonlarca nesne içeren büyük bir sanat koleksiyonuna sahiptir. 

Eski eserler koleksiyonu dikkat çekicidir, yaklaşık 11.000 Mısır, Yunan ve Roma parçasından oluşmaktadır. Faras Galerisi'ndeki her şeyi görmek için bir iki saat ayırın. Burası, Aswan Barajı'nın inşasıyla vadiye su bırakılmasından önce Mısır-Sudan sınırından getirilen Nubian erken dönem Hristiyan freskleri, frizleri ve mimari unsurları ile döşenmiştir. 


14. ve 15. yüzyıllardan kalma, Polonya Orta Çağ sanatı koleksiyonunda dini resimler, sunaklar ve heykeller de dahil olmak üzere kiliseler ve katedraller için üretilen eserler vardır. Ayrıca, Erken Modern Çağ ve 19. yüzyıldan kalma, Lucas Cranach, Brueghel, Rembrandt, Courbet ve Renoir gibi tanınmış isimlerin de olduğu birçok tablo var. 

Nowy Swiat'ın güney ucunda ve Jerozolimskie Caddesinin doğusunda bulunan Ulusal Müze Salı–Cuma 10:00-16:00, Cts ve Paz 10:00-18:00 arası açıktır. 15 zl bilet ücreti vardır ve Cmt günleri ücretsizdir. 

Kültür ve Bilim Sarayı-Palace of Culture and Science (Pałac Kultury i Nauki) 

Ulusal Müze'nin batısında, şehrin ticari merkezi, ana kuzey-güney yolu olan Marszalkowska’dan çaprazda doğu-batı yönünde ilerleyen Jerozolimskie Caddesinin kesiştiği kavşakta uzanır. Plac Defilad 1 adresindeki 237 metrelik Kültür ve Bilim Sarayı Polonya'nın en yüksek binasıdır ve 42 katında dört tiyatro, sinema salonları, iki müze, 3.000 kişilik Kongre Salonu, devlet daireleri, akademik kurumlar, yüzme havuzu, gece kulübü ve özel şirketler bulunmaktadır.


Art Deco gökdelenlerinden ve Polonya Tarihçiliğinden ipuçları alan bu muazzam Stalinist kompleks, 1955'te Polonya halkına Stalin’den hediye olması için tamamen Sovyet kaynakları ve oradan getirilen insan gücü ile tamamlanmış. Aslında bu da yapının karışık hisler uyandırmasının nedenlerinden sadece biri. Bina yapıldığında Stalin’in ismi verilmiş ama sonrasında hem ismini değiştirmişler, hem de içindeki Stalin heykelini yıkmışlar. Halkın çoğunluğu Sovyet dönemini hatırlattığı için binadan nefret ediyormuş. Binanın yıkılması için gösteriler bile yapılmış. Buraya Pekin, Patyk (çubuk), Pajac (palyaço), Rus pastası gibi takma isimler koymaktan da geri kalmamışlar. 

Bina yapılışından itibaren kültür sanat etkinliklerinin düzenlendiği bir yer olmuş. Hatta 1967’de Rolling Stones buraya gelerek konser vermiş. Varşova'da uluslararası bir etkinliğe katılıyorsanız, Kongre Salonunu görme şansınız oldukça yüksektir. 30. Katta şehrin panoramasını en iyi görebileceğiniz bir gözlem terası var. Burası her gün 09:00-20:00, cuma ve cumartesileri 23:00'e kadar açıktır ve ücreti 20 zl'dir. 

Askeri Katedral-Military Cathedral

Hem Aziz Francis Kilisesi hem de manastırdan oluşan ve Piarist keşişler tarafından 1662-63 yılları arasında inşa edilen, "the Church of Our Lady Queen of the Polish Crown" olarak da bilinen olağanüstü Katedral başkentin ana garnizon kilisesidir. I. Dünya Savaşı sırasında bir Ortodoks Kilisesi, hapishane, yetimhane ve Alman askerleri için bir depo olarak kullanılan kilise, 1918'de bağımsızlıktan sonra orijinal 17. yüzyıl çizimlerine dayanarak yeniden inşa edildi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra bir daha inşa edilen Kilise, Polonya savaşları ve ayaklanmalarının en iyi bilinenlerini gösteren büyük yağlı boya tablolar da dahil olmak üzere, dini ve askeri eserlerin tuhaf bir karışımı ile dekore edilmiştir. 


Varşova Ayaklanma Müzesi-Warsaw Uprising Museum  

Centrum yani merkezin yaklaşık 1.5 km batısında, Grzybowska Caddesi 79 adresinde bulunan Müze, Wola bölgesindeki dönüştürülmüş eski tramvay enerji santralindedir. 2004 yılında açılan Müze, Varşovalıların Ağustos-Ekim 1944 arası Nazilerle nasıl savaştığını, nihayetinde nasıl çoğunun öldürüldüğünü ve şehrin çoğunun yok edilmesine yol açan bir mücadele hikayesini anlatıyor. Ayaklanma 63 gün sürdü ve II. Dünya Savaşı sırasındaki en büyük direniş hareketi oldu. Polonya tarihine ışık tutan silahlar, giysiler, mektuplar ve etkileşimli filmlerden oluşan yüzlerce eser sergilenmektedir.

Internet resmidir 

Müzede, ayaklanmadaki katılımcıların anılarını dinlemek için Savaş öncesi telefon alıcılarını kullanabilirsiniz. Birçok akıllı kurulum arasında isyancılar tarafından toplanan ve ayaklanma sırasında Varşova Palladium'da gösterilen görüntüleri de gösteren bir sinema var. Şehrin 'öncesi ve sonrası' fotoğrafları Almanların acımasızlığını gösterirken, savaşçıların etrafta dolaştığı kanalizasyonların kopyaları da var. 

Naziler Polonyalı isyancıları mağlup ederken Wistula'nın diğer tarafında bunları pasif olarak izleyen Sovyet birliklerinin oynadığı münferit role özel dikkat çekiliyor. Şehir ancak bir harabeye dönüştükten sonra, bu birlikler geriye kalan birkaç sakini “kurtarmak” için harekete geçmişler. Pzt, Çar ve Cum, 08:00-18:00, Prş 08:00-20:00, Cts ve Paz 10:00-18:00 arası açıktır. Bilet ücreti 25 zl ve Pazartesi günleri ücretsizdir. Centralna İstasyonu'ndan 22 nolu tramvaya binerek ulaşabilirsiniz.

Müze yakınında Varşova Ayaklanma Anıtı bulunmaktadır. 


Krasinski Palace

İngiliz Milletler Topluluğu Sarayı olarak da bilinen Barok tarzındaki Saray, Krasinski ailesi için 1677-83 arasında inşa edilmiş. Ancak II. Dünya Savaşı sırasında ağır hasar gördüğünden 20. yy'ın ortalarında yeniden aslına uygun inşa edildi. 


Copernicus Science Centre 

Polonya’nın en iyi bilim müzesi 2010 yılında açıldı ve altı bölgede her biri farklı bir alanda araştırmadan oluşan 400'den fazla interaktif sergi düzenledi. Mesela İnsanlar ve Çevre bölgesinde kentsel ekosistemler, inşaat teknolojisi hakkında bilgi edinebilirsiniz. 

Ayrıca doğrudan Kültür ve Bilim Sarayı'ndaki bir şahin yuvasından ve Varşova Hayvanat Bahçesi'ndeki goril görüntülerini yansıtan web kameraları da var. Merkez aynı zamanda 3D ses sistemine sahip son teknoloji bir planetaryuma sahiptir, kozmosun yanı sıra doğa ve insan kültürlerini gösterir.

Gdanski Köprüsü

Bu çift katlı köprü özellikle tramvayların çalıştığı alt katıyla Varşova'nın en büyüleyici köprüsü olabilir. Gdanski Köprüsü ahşap ve çelikten yapılmıştır ve Çoğu Avrupa şehrinde olduğu gibi, bir şehrin en iyi manzaralarından biri genellikle bir nehrin üzerindeki bir köprüden görülür. Varşova farklı değildir ve Gdanski Köprüsü'nden hem gündüz hem de gece şehrin en güzel manzaralarından birini çekebilirsiniz. Zaten yerel halk da düğün çekimleri için sıklıkla burayı kullanmaktadır. Gdanski Köprüsü, hemen eski meydanın kuzeyinde ve yürüme mesafesindedir. 

Varşova Hayvanat Bahçesi-Warsaw Zoo 

1928 yılında tasarlanan Varşova Hayvanat Bahçesi, 500 farklı türe ait 5000 hayvanı içerisinde barındırıyor. 

Ulusal Stadyum 

2012 yılında Avrupa Futbol Şampiyonası için inşa edilen Ulusal Stadyum (National Stadium), futbol maçlarında yaklaşık 58.000, konser gibi çeşitli kültürel aktivitelerde de yaklaşık 73.000 kişilik bir kapasite ile seyircilerini ağırlıyor.


Son Söz 

21. yüzyıla ait bir şehir görmek istiyorsanız, Varşova tam sizin yeriniz. Kahve içmek ve yanında bir paczek (jöle çörek) yemek için Eski Şehir’de açık havada bir kafede oturun, şehrin görkemli günlerini hatırlatan canlı bulvarlarında dolaşın, neşeli Polonyalılarla dolu parklarında gezin, açık havada Chopin konseri dinleyin, Şehrin son teknoloji müzelerinde Polonya’nın ruhuyla iletişim kurun, Kültür ve Bilim Sarayı'nın gözlem terasından Şehri seyredin, Vistula'nın kıyısında harika bir manzaranın bulunduğu Praga'ya doğru bir yürüyüşe çıkın. Varşova’yı kasvetli bir metropol olarak biliyorsanız, tekrar düşünün. Varşova sürprizlerle doludur.